“Sn. Bekir Develi’nin “Son Din İslam” programından, araştırmacı Sn. Uğur Akkafa ile gerçekleştirdiği Din konulu söyleşisinden elde edilmiştir.”
بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim.

Din, Allah'ın kulunu bilgilendirmesi.
İnsanın nasıl yaşayacağının standartlarının, ölçülerinin belirlenmesi.
Bütün bilgileri içinde barındıran bir şeriat.
Allah'ın kuralları.
“Dine ne gerek var ben zaten aklımla ne yapacağımı, nasıl dürüst olacağımı, nasıl iyi bir insan olacağımı, nasıl ahlaklı bir insan olacağımı belirleyebilirim.” deme.
Belirleyemezsin.
İnsanların nefsi Peygamber'den, vahiyden uzaklaştıkça kendi menfaatleri doğrultusunda doğru ve yanlışı belirlemeye başlar.
İnsana bırakıldı, kölelik oldu.
İnsana bırakıldı, sömürgecilik oldu.
İnsana bırakıldı, çocuklarını gömen kavimler oldu.
Bana göre doğrular, bana göre yanlışlar…
Din bir denge, bir ölçü sunar.
Sende üç tane kuvvet var; Kuvve-i Gadabiye, Kuvve-i Şeheviye, Kuvve-i Akliye. Hayattaki her şeyi bununla kıyas ediyorsun.
Bunların her birisinin de üç kademesi var. İfrat, tefrit, vasat.
Vasat ölçüsü nedir bilemezsen hata yaparsın. Ya ifrata ya tefrite.
Din, Kur 'an -ı Kerim'de hükmeder; kime, ne kadar?
Detaylarını Peygamber (a.s.) bildirir ve fiili olarak, yaşayarak gösterir; sünnet-i seniyye, “orta form”, “vasat”; Allah'ın vasat çizgide yaşamdan ne istediği.
Peygamberimizin (a.s.) hayatını kendi hayatına modellemelisin.
O’nun uyuması, yemesi, içmesi, ticareti, eşiyle olan muamelatı, ibadeti…
Bunu yapmaz, biz Erzurumluyuz, biz Konya'lıyız, biz bilmem nereliyiz, bizim örfümüz dersen ya ifrattasın ya tefrittesin. Allah'ın razı olmadığı bir haldesin.
Müslümansan o forma, o norma uymak durumundasın.
Allah yaşanılmaz bir hayat yaşayın demiyor.
Peygambere bak. Yaşamış bir kul var. Senin gibi.
Din ruhundaki sorulara cevap bulur.
Bu en büyük derdin. Cevap bulamazsan huzur bulamazsın.
Karşında hayatının her anını etkileyen olaylar var.
Ölüm gibi.
Öleceksin, sevdiklerin ölecek. Görünen; çürüme, yok olma. Dehşet bir durum; her an ölme endişesi ve aklınla metafizik öteye geçip bakamadığın için, tasvir edebildiğin ölüm; yok olmak, sevdiklerinden ayrılmak, çürümek, dağılmak, paramparça olmak…Ruhuna inanılmaz bir ızdırap.
“Merak etme. Müjde sana! Ölüm yokluk değil. Daha güzel bir aleme gideceksin. Bu dünyadaki gibi sıkıntı, dert, keder falan da yok. Orada sevdiklerinle görüşme de var. Senden önce ölenler de yok olmadı.”
İşte böyle, seni yaratan Allah başına gelen hallerin de izahlarını yapar, ruhunu da teskin eder.
Hastalık?
Allah sana ne diyor; “Ey kulum, ben seni bu dünyaya bir imtihan için gönderdim.”
Kardeş!
Sürekli mutluluk yok! Allah'ın böyle bir vaadi yok.
Aksine seni canınla, malınla, sevdiğin şeylerle imtihan edeceğim diyor. Azaltmak veya çoğaltmakla...
Peygamberimize de buyuruyor; “Onlara sabredenleri cennetle müjdele.”
Yani?
Yani; hastalık bir lanet değil. İmanla bak!
Hastalık manevi dereceni yükseltecek, hata ve günahlarını silecek, Rabbinden uzaklaşmanı engelleyecek.
İşte böyle, acı gibi görünen şeyden manevi bir lezzet almaya başlıyorsun.
Din hayatını anlamlandırır.
Seni yaratan bu kâinatın bir yaratıcısı var. Alelade tesadüfen meydana gelmiş bir canlı değilsin. Senin yaratıcın sonsuz ilim, irade, kudret sahibi, rahmet, merhamet sahibi, şefkat sahibi.
Allah'ın misafirhanesinde ağırlanan çok şerefli bir misafirsin. Yemen için, istifade etmen için sofralar kurmuş, mekanlar hazırlamış, sıkılmayasın diye gökyüzünde sürekli olarak manzaraları değiştiriyor, sürekli olarak yeryüzünün halısını değiştiriyor, çiçekleri açtırıyor, kuşları uçuruyor, kuşların şakırdamasını bir musiki yapmış gösteriyor.
Dinin vermiş olduğu ölçü; ruhuna müthiş bir keyif, müthiş bir huzur.
Peki yaratıcı senin nasıl davranmanı istiyor? Bu kadar yedin içtin nasıl teşekkür edeceksin?
Allah, hikmet sahibi. Senin nasıl teşekkür ederim ihtiyacını da bilen, onu da sana öğretir.
Allah hâkim. Ne yapıp ne yapmayacağını göstermeden seni dünyada başı boş bırakmaz.
İşte Allah diyor;
Deneme yanılma yok. Al buna uy. Bu kitabın. Bu peygamberin. İşte senin sorularının cevabı da bu.
İslam şeriatında eksik olan, noksan olan, saçma olan hiçbir şey yok. Sadece sen onun hikmetini anlayamamışsındır.
Hikmetini anlayamadıkları şeylere saçma diyorlar. Sen yanılma!
Din bir bütün.
Onu kabul ediyorum, bunu reddediyorum, o benim işime gelmedi, yok!
Faiz haram mıdır, haramdır. Kılıf uydurma. Yapamayabilirsin, ama kılıf uydurma.
Tesettür farzdır. Kılıf uydurma. Yapamayabilirsin, olabilir nefsine söz geçiremedin. Ama yok deme! Dinden çıkma!
Kendi aklına sığdıramayınca saçma deme!
Allah ayet-i kerimede diyor ki; inanmıyorsanız buyurun aynısını yazın.
Din için de şeriat için de söylenecek şey bu. Bu şeriatın uygun olmadığını, bu asra hitap etmediğini vs. düşünen bunun uygun olmadığı noktaları izah etsin, ikna etsin.
Yapamayacak! Sadece iddia.
Yerine önerdikleri şeriat modellerine, yönetim modellerine baktığında binlerce eksiğini bulursun, binlerce noktada insanı psikolojik olarak sosyolojik olarak yaraladığını görürsün.
Ortaya koydukları bir şey yok!
Onlara bırakıldı, kölelik oldu.
Onlara bırakıldı, sömürgecilik oldu.
Onlara bırakıldı, çocuklarını gömen kavimler oldu.
Comments